Bu sayfada, hizmetlerimiz hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz:
Diş implantları ağızda eksik olan dişlerin fonksiyonel ve estetik görevini yerine getirmek amacıyla,çene kemiğine basit bir operasyonla yerleştirilen özel materyallerden hazırlanan, yapay diş kökleridir. Diş implantı yerleştirme operasyonu, tam donanımlı bir ameliyathanede uygun bir anestezi kullanılarak yapılır ve hasta işlem sırasında herhangi bir ağrı hissetmez. İşlem sonrasında hissedilen ağrı için ise ağrı kesici ilaçlar yeterli olabilmektedir.
Diş implantları genel olarak tek diş eksikliklerinde, birden fazla diş eksikliklerinde, tam dişsizlik durumlarında ve ortodontik ankraj amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Dişlerin çürük, dişeti hastalıkları ve diğer nedenlerden dolayı kaybından sonra kemik hacminde fizyolojik bir daralma gelişmektedir. Eksik dişlerin fonksiyonunu karşılamak için yapılan diş kesimleri ve köprüler de dişeti sorunlarını, çürük gelişimini beraberinde getirebilir. Bu durumların sonucunda yüzde destek kaybına bağlı estetik sorunlar, daha ileri durumlarda da protezlerin ağızda durmaması, rahat yemek yenememesi hasta üzerinde psikolojik bir baskı da oluşturabilir. Bu sorunların giderilmesi için eksik dişlerin yerine uygulanabilen implant çalışmaları doğayı taklit edebilmenin en iyi yolu olarak görülmektedir. Diş eksikliği boşluklarına komşu dişlere zarar verilmeden sabit dişlerin yapılabilmesini ve rahat bir gülümsemeyle iyi bir estetik görünümü sağlarlar. İstenen gıdalar yenilebilir. Oynayan, ses yapan ve ağrıya sebep olan takma dişler, implantlarla daha rahat ve emin kullanılabilir.
İmplant yaptırmak için başvuran hastalar da mevcut kemik hacminin tespit edilmesi için çeşitli teknikler vardır. En basit ve yaygın olan teknik panoramik radyografidir. Bu teknik vasıtasıyla implant için gerekli kemik hacminin var olup olmadığı 2 boyutlu bir bakış acısıyla elde edilebilinir. Ancak anatomik oluşumların yakın olduğu ve kemik hacminin az olduğu durumlarda dental tomografik tekniklerle kemik hacmi 3 boyutlu ve güvenilir olarak değerlendirilebilinir.
Estetik diş hekimliği, hekimlik ve sanatın birlikte uygulanmasıdır. Sağlıklı ve güzel bir gülümsemeyi sağlamak için genel dişhekimliği ile bazı temel prosedürlerin birlikte uygulandığı bilim, sanat ve teknolojiyi kapsar. Ülkemizde gelişmiş ülkeler düyeyinde Estetik Diş Hekimliği teknolojisi kullanılmaktadır.
Dişlerdeki renk ve şekil bozuklukları bireylerde psikolojik rahatsızlıklara kadar varabilen problemlere neden olabilir. Rahatça gülümseyemeyen bir insanın saosyal yaşantısı olumsuz etkilenir. Estetik bir gülüş ise kişinin özgüvenini arttırarak sosyal ve iş yaşantısında başarısını arttırır. Sosyal yaşantıda ilk izlenimler çok önemlidir. İlk karşılaşmada gözün odaklandığı ilk yer karşı tarafın dişleri ve gülüşüdür. Estetik bir gülüş, pırıl pırıl dişler ve fresh bir nefesin insanlar üzerindeki etkiyi arttıracağı tartışmasızdır.
Estetik gülüş, doğal görünümlü, kişinin yüzüyle uyumlu, dişlerini göstermekten çekinmeden özgürce gülümsemesini sağlayan gülüştür. Estetik Diş Hekimliği uygulamaları ile hastanın istekleri doğrultusunda sağlıklı, fonksiyonel ve estetik gülüş tasarlanır. Estetik Diş Hekimliğinde önemli unsur kişinin belentisi karşılanırken, dişlerin fonksiyon ve sağlıklarının da korunmasıdır.
Estetik gülüş tasarımı, dişlerin ve ilişkide bulundurğu ağız ve yüz bölgesini bir bütün olarak değerlendirip görsellik ve sağlık açısından ele alınmasını ilke edinmektedir.
ESTETİK UYGULAMALAR HANGİ DURUMDA YAPILABİLİR ?
ESTETİK DİŞ HEKİMLİĞİ HİZMETLERİ
1) Gülüş Tasarımı;
Hekimlik ve sanatın birlikte uygulanarak kişiye özel sağlıklı ve estetik gülüş için neler yapılması gerektiğinin belirlenmesidir. Fonksiyonel gereklilikkler ve doğallık birleştirilerek estetik gülüş planlanır.
GÜLÜŞ ANALİZİ VE DEĞERLENDİRME
Gülüş analizinde bazı temel kriterler;
Gülüş tasarımında önce hastanın yüzünün hangi geometrik şekle uyduğu tespit edilir. Kişinin yüzündeki hatlar dişlerin hangi formda seçilmesi gerektiği konusunda ipuçları verir.
Kadın ve erkeklerde estetik gülüş farklılıklar gösteri. Kadınlarda dişlerin köşeleri daha yumuşak döner.gülme hattı yukarı doğru kavislidir, ortadaki 2 diş yandaki dişlerden viraz daha uzundur. Komşu dişlerin köşeleri arasında minik aralıklar vardır. Erkeklerde kamşu dişler düz bir hatta birleşirlerken, dişlerin hatları daha belirgindir, gülme hattı daha düzgündür.
3 tür estetik gülüş ifadesi vardır. Gülüş ifadeleri genel olarak 3 ana başlıkta toplanır.
1. Çekici Gülüş ( Sexy Smile )
Ön dişler yan dişlere göre farkedilebilir derecede uzundur. Aslında genç bireylerde durum zaten böyledir, ön keserler ilk sürten dişler olduğundan zamanla yıpranırlar ve boyutları kısalır. Bu da beraberinde yaşlı bir görünüm getirir. Çekici bir gülümsemeye sahip olabilmek için ön dişler diğerlerine oranla daha uzun olmalıdır. Ön dişlerin uzun olması size gene dinamik ve çekici bir gülümseme kazandıracaktır. Bu kategori genç yastaki biireyler için uygundur.
2. Entellektüel Gülüş ( Sophisticated Smile )
Dişler yatay düz bir çizgi üzerinde sıralanmışlardır. Genç yaşlarda dişler ilk sürdüğünde uzunlukları birbirinde farklıdır. Orta yaşlarda ise dişler eşit boylardadır. Estetik diş hekimliği bu dezavantajı durumu avantaj haline getirebilir ve olgun, bilgili ve entellektüel bir gülüş tasarımı yapabiliriz.
3. Sportif Gülümseme ( Sporty Smile )
Entellektüel ve çekici gülüş arasındadır. Orta kesici dişler yan kesicilerden çok az miktarda uzundur. Sportif gülümsemed tasarımı yüzünüze sıradışı, içten ve sıcak bir ifade kazandırır. Bu gülümseme çekici gülüş dizaynı kadar çocuksu ve gençdeğil, entellektüel gülümseme kadar ciddi ifadeli değildir.
Diş estetiğinde gülüş dizaynı dediğimiz aslında kişinin tüm karakteristik yapılarının incelenip çıkan sonuca uygun dişlerin yapılmasıdır. Gülüş analizinde sadece kişinin fiziksel özellikleri değil karakteristik yapısı da önemlidir.
Karakterleri 4 gruba ayırırsak;
Kişilik yapınıza uygun dişler yapılırken sadece üçgen, kare gibi formların yanı sıra dişlerin rengi, texture dediğimiz dokusunun yapısı, opaklığı, parlaklığı gibi birçok faktör diş estetiğinde önemlidir.
Kendinizde değiştirmek ya da vurgulamak istediğiniz özellikleriniz diş estetiğiyle elde edilebilir. Kişinin psikolojik yapısı ve karakteristik özelliklerine uygun dişler hastanın fotoğrafları üzerinde çalışılarak 3 boyutlu modele aktarılır. Bu model üzerinde hastanın geçicileri yapılarak ağza yerleştirilir. Böylece hem diş hekimi hem de hasta gülüşündeki değişiklikleri görür.
Diş estetiği dizaynı, basit bir şekilde, hastanın yüz fotoğrafının bilgisayar ortamında analiz edilmesiyle başlar. Estetik diş hekimliğinde en önemli unsur; simetri ve paraleliğin olabildiğince tüm diş dokuları arasında sağlanmasıdır.
Dişlerde karakter özelliklerini belirlemede kanin dişi dediğimiz köpğek dişlerinin şekli de önemlidir. Bazı durumlarda sivri, bazı durumlarda yuvarlak hatlı ya da hafif köşeli çalışılması gerekebilir. Estetik Diş Hekimliğinde birçok referans nıktası vardırç hastanın yüzünde bulunan bu referans noktalarının incelenmesi için hastanın yüz fotoğrafı gerekir. Artık dental fotoğrafçılık kavramı estetik diş hekimliğinin temelini oluşturmaktadır.
Kişilerin çene yükseklikleri ve konuşurken dişlerinin ne kadar göründüğü veya görünmesi gerektiği ya da dişlerin yüz ve dudaklarla uyumu hastanın video çekimleri ile kaydedilir.
Diş estetiği denilince sadece dişlerin güzel olması değil, hastanın tüm yüz yapısı ve kişilik yapısı ile de uyumlu olması gerekir.
DİŞ ESTETİĞİNDE DOĞALLIK
Diş estetiğinde amaç, yüzle uyumlu doğal dişleri yapmaktırç hiç dişi olmayan hastalarda bazen bu durumu yakalamak daha kolay olabilir. Ancak özellikle tek diş eksikliklerindeki yandaki dişlerin aynısını yapmak hem diş hekiminin hem de diş teknisyeni için daha zor olabilir.
GÜLÜŞ TASARLAMA KRİTERLERİ
2-) BEYAZLATMA ( BLEACHING )
Beyaz birleşik gülümseme estetiğin vazgeçilmez unsurudur.
Beyazlatma ( Bleaching ) Estetik Diş Hekimliğinde önemli bir yere sahiptir. Klinikte ve evde yapılan yada ikisinin kombine kullanıldığı yöntemlerde dişlerin ana rengini açma insanlarda diş renkleri tıpkı ten renkleri …….. gibi farklılıklar gösterir. Bazı insanlar doğuştan şanslı olarak beyaz diş rengine sahipken bazı insanlarda genetik olarak koyu renkli dişlere sahiptir.
Başta yiyecek ve içeceklerin kalıntıları, boyayıcı özellikleri hibi nedenlerle doğal beyazlığını kaybederek renklenen dişler zamanla ilerleyen yaşa bağlı olarak sararmaktadırlar. Doğal beyazlığını kaybeden dişleri eski beyazlığına kavuşturmak ve dişleri beyazlatmak için birçok farklı yöntem uygulanmaktadır. Özel durumlar hariç, uzman diş hekimlerinizin kontrolünde hemen her yaş grubu insanlar için dişlerindeki sararmalardan kurtularak bembeyaz ışıltıya kavuşmak ve etrafına sağlıklı gülüşler atmak mümündür. Diş hekimlerinin muayenesi sonucunda gerekli olan diş beyazlatma yöntemini seçerek daha beyaz dişlere sahip olabilirsiniz.
Bilimsel yöntemlerle dişleri beyazlatmanın yanı sıra evde kendi imkanlarınızla’da dişlerinizi beyazlatmanız mümkündür. Yapılan araştırmalar neticesinde diş beyazlatma, diş hekiminin kontrolünde bilinçli bir şekilde yapıldığı takdirde sağlıklı ve başarılı olunabilmektedir. Piyasaya sürülmüş denetlenmemiş ürünlerle beyazlatmaya çalışmanız diş yapınıza geriye dönüşü mümkün olmayan zararlar verebilir. Diş hekimleriniz diş beyazlatmanıza size uygun olup olmayacağına karar vermesi için muayene edecektir. Dişlerşnizde çatlaklar var şse beyazltma jeli çatlak yüzeyden içeri gireceği için beyazlatma yapmayabilir ve estetiği sağlamak için lamina denilen yaprak porselenleri önerebilir. Ya da beyazlatma yapıldıktan sonra daha da beyaz olsun isterseniz lamina seçeneği uygun ise hekiminiz lamina seçeneğini size sunabilir. Dişeti çekilmeleri olan kişilerde dişler sağlıklı ise beyazlatma uygulanabilir. Fakat gülünce ya da konuşurken dişetleri ve kök yüzeyleri görünüyorsa lamina yada diğer estetik diş hekimliği seçeneklerinden biri düşünülür.
Beyazlatma öncesi ağız sağlıklı olmalıdır. Dişeti iltihabı var ise mutlaka tedavi edilmelidir. Çürük dişler tedavi edilmelidir. Çürük dişler tedavi edilir sonra beyazlatma işlemine başlanır. Eski dolgularınızın yada porselen kaplamalarınıazın rengi beyazlatma yöntemi ile açılmaz.
Beyazlatma hangi durumlarda uygulanabilir.
Beyazlatma 2 yöntemle uygulanabilir
Home Bleaching (Ev Tipi Beyazlatma )
Hekimin dişlerden aldığı ölçüden elde edilen model üzerine dişlerinizin üzerine tam oturan, içine şeffaf bir plak hazırlanır. Bu plağın içine beyazlatma ajanı ugulanarak beyazlatma işlemi gerçekleştirilir. Ne kadar süre ağzınızda kalacağı ve kaç gün uygulanacağı hekiminizin yapacağı muayene sonucunda ortaya çıkacaktır.
Office Bleaching
Bu tip diş beyazlatma yönteminde, diş hekimi tarafından klinikte ve genellikle 40-50 dk kadar süren tek seanslık bir işlemle uygulanır.Dişe sürülen beyazlatıcı maddenin üzerine beyazlatmayı hızlandıran bir ışın uygulanır. Kullanılan beyazlatma jelleri genellikle karbomid peroksit içerir.
Diş beyazlatma işleminde dikkat edilmesi gereken hususlar ;
1. Dişetlerini korumak; beyazlatma jelleri dişetlerini tahriş edebilir. Bu nedenle dişetlerine taşırılmamalıdır.
2. Kullanım süresinin doğru ayarlanması
3. Sıcak – soğuk hassasiyeti
4. Devamlılık
Diş beyazlatma kalıcı bir işlemdir. Ancak aşırı çay-kahve, sigara tüketenlerde geriye dönebilir. Beyazlatma yaptıran hasta 6 aylık periyotlarla kontrol edilir.
Hangi beyazlatma yöntemi ?
Son yapılan çalışmalarda Office ve Home Bleaching uygulamalarının aynı anda kullanılmasının etkin bir beyazlatma için gerekli olduğu belirtilmiştir. Kısaca beyazlatma ofis tipi ile yapılsa bile kalıcılığı için ev tipi ile desteklenmesi önerilmektedir.
Dişetleri ne kadar beyazlar ?
Diş renginin ne kadar açılacağının standart bir cevabı yoktur. Kullanılan bleaching maddeleri tanıtılırken 8-10 ton arasında diş renginizin açıldığı söylenir. Aslında bu 2-4 ana ton açılması anlamına gelir. Yalnızca 2 veya 3 ton açılması gülüşünüzde olumlu bir değişiklik yaratır. Dişlerinizin yapısı, şu andaki rengi, uygulama tekniği sonucu etkiler. Günümüzde oldukça başarılık ajanlarla yüksek derecede fark edilebilir bir beyazlatma sağlamak artık mümkündür.
Beyazlatma güvenlimidir yoksa dişlere zarar verir mi ?
Yapılan çalışmalar diş hekimi kontrolünde yapılan diş beyazlatma sistemlerinin kullanımında hiçbir zarar olmadığını göstermiştir. Diş hekimlerinin florür uygulamaları ile beyazlatma işlemi daha güvenli bir işlem olmaktadır.
Diş beyazlatmanın yan etkileri nelerdir ?
Bütün beyazlatma jelleri az çok hassasiyete sebep olur. Bu soğuk – sıcak içeceklere ve havaya karşı bile oluşan hassasiyet rahatsızlık verir. Hassasiyet durumunda diş doktorunuzun uygulayacağı topikal florür bu diş hassasiyetini azaltacaktır. Ayrıca hassasiyeti azalmak için içerisinde potasyum nitrat ve yüksek oranda florür bulunduran diş macunlarıda işe yarar.
Dişlerimin Maksimum Beyazlaması Ne Kadar Sürecek ?
Sonuçlar farklıdır. Bazı dişler 24 dakikada beyazlarken bazıları için bir iki seans beyazlatma yapmak gerekebilir. Dişlerinizde sarılaşma grileşmeden ne kadar fazlaysa beyazlatma o kadar iyi olacaktır. Antibiyotik kullanımdan kaynaklanan grileşmenin beyazlatılması daha zordur ve sonuca ulaşmak daha uzun bir süreç gerektirebilir.
Beyazlatma Ne Kadar Süre Etkisini Korur ?
Beyazlatma sonrasında dişlerinizin rengi asla başlangıçtaki rengine dönmez ama bir miktar renkleşme 6 ayla 2 yıl arasında oluşur. Beslenme alışkanlıklarına göre bu renklenme farklılık gösterir. Her 6 ay beya yılda bir kez ev tipi beyazlatma ile bakım sağlanması tavsiye edilir.
Hamile veya yeni doğum yapanlara diş beyazlatma niye tavsiye edilmez ?
Bu konuda bir araştırma yapılmamıştır ama üretici firmalar bu işlemin hamile ve emziren annelerde yapılmasını tavsiye etmezler.
Beyazlatma jeli kaplama, porselen kuronlarıma da beyazlatır mı?
Porselen kaplama kuron ve köprüler beyazlamazlar. Yeni beyazlamış dişinizin rengine uyması için bütün bunların değişmesi gerekebilir.
Beyazlatma sonrası çay, kahve, sigara ve kırmızı şaraptan ne kadar uzak kalmalıyım ?
Beyazlatma sonrası yaklaşık 2 gün yani 48 saat boyunca çay, kahve kırmızı şarap, sigara, kola, asitli içecekler ve renkli yiyeceklerden uzak kalmak gereklidir. Çünkü yapılan beyazlatmanın etkisi dentin tübüllerinde 48 saat boyunca devam eder. Bu süre zarfında da renkli yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır.
Beyazlatma hangi durumlarda yapılmaz ?
Ağız hijyeni kötü olan bireylerde öncelikle ağız hijyeni iyileştirilmelidir. Dişlerinizde mineyi ve dentini ilgilendiren yapısal bozukluklar var ise ( amelogenesis imperfecta, dentinogenesis imperfecta ) ağartma işlemine yanıt vermezler. Bazı ilaçlar ışığa duyarlıdır. En son 1990 yılında FDA taafından listelenmiş ( http://www.fda.gov/cdrh/rodhlth/pdf/uvminfpx.pdf ) bu ilaçları alıyorsanız ilacı yazan doktorunuzla konsültasyon yapılabilir. İleri boyutta tetresiklin lekeleri olan dişlerde ağartma yöntemi etkisizdir. Aşırı sigara içen bireyler zor hasta guruplarıdır.
Tabiki dişlerin temel rengi açılabilir. Yalnız aşırı miktarda sigara içip bir de ağız hijyeni tam sağlanmadığı durumda nikotin lekesi tetrar dişlerde birikir. Bu hastalat 6 ayda bir diş temizleme işlemini yaptırmaları gerekebilir. Böylece ağartılan dişlerin gerçek rengi meydana çıkar. Bu tip vakalar Home Bleaching ile desteklenebilir. Dişlerinde kırık, çatlak hassasiyet olan kişilerde Bleaching yapmak genelde zor olmaktadır.
Beyazlatma işlemi sırasında ağrı duyarmıyım ?
İşlem sırasında ve takip eden 2 gün içinde biraz hassasiyet olabilir. Bu geçici bir durumdur.
3-) VENEER ( PORSELEN LAMİNA )
Ön grup dişlerde hafif çapraşıklılık, düzensizlik, renklenme gibi durumlarda uygulanan ve tam estetik sağlayan materyallerdir. Işıltılı bir gülümseme için oldukça uygundur. Dişin ön yüzyinde hafif bir aşındırma yaparak hatta bazen hiç aşındırma yapmadan uygulanan ince porselendir. Yaprak porselen’de denir.
4-) FULL SERAMİK KURONLAR ( METAL DESTEKSİZ KAPLAMALAR )
İçlerinde metal bulunmadığından yarı geçirgen özelliktedirler. Bu ışık geçirgenlikleri sayesinde ön bölge restorasyonunda doğal dişe en yakın görünüm elde edililir.
Dental radyografiler ağız içi problemlerin teşhisi, uygulanan tedavilerin kontrolü ve hasta takibi açısından günümüz diş hekimliği pratiğinin olmazsa olmazı haline gelmiştir. Kliniğimizde tedaviler digital panoramik röntgen ve rvg görüntüleme sistemleri kullanılarak elde edilen görüntüler eşliğinde yapılmaktadır. bu sistemlerde görüntü elde edilirken hastaya düşük dozda x ışını verilmektedir.
Ortodonti, dişler ve çenelerdeki uyumsuzlukların düzeltilmesiyle ilgilenen bilim dalıdır. Dişler ve çenelerdeki uyumsuzluklar estetik olarak kötü bir görüntü oluşturmasının yanı sıra, fonksiyon bozukluğu, eklem rahatsızlıkları ve ağız hijyenini sağlamaktaki güçlük nedeni ile dişeti hastalıkları ve çürük oluşumunda artışa da neden olur. Bu nedenle ortodontik tedavi yalnızca estetik bir uygulama olarak düşünülmemeli, bireyin ağız sağlığı açısından kaçınılmaz bir tedavi olduğu, ayrıca tedavi sonuçlarının kendine güven ve günlük yaşamda motivasyonu arttırıcı etkisinin de göz ardı edilmemesi gereklidir.
Günümüzde ortodontik tedavi için bir yaş sınırlaması olmamakla birlikte erken yaşta yapılan müdahalelerde tedavide daha hızlı sonuçlar alınmaktadır. Tedavi süresi yaşa ve ortodontik bozukluğun türüne göre değişiklik göstermektedir.
Ortodontilk tedavi çeşitleri:
1. Sabit ortodontik tedavi: Dişlerin dış ya da iç yüzeylerine yapıştırılan braketler ve bu braketler üzerine takılan tellerle yapılan tedavi şeklidir. Braketler metal ve estetik beklentileri karşılamak üzere tasarlanmış porselen braketler olmak üzere iki çeşittir.
2. hareketli apareylerle yapılan ortodontik tedavi: basit çapraşıklıkların giderilmesi, yer kaybının önlenmesi ya da sabit tedavi sonrası pekiştirme amacıyla kullanılan, hastanın kendisinin takıp çıkartabildiği apareylerle yapılan ortodontik tedavidir.
3. Fonksiyonel ortodontik tedavi: Çenelerdeki iskeletsel bozuklukların önlenmesi ve tedavisi amacıyla kullanılan ağız dışından uygulanan apareylerle yapılan ortodontik tedavidir.
4. Ortognatik cerrahi: Ortodontiyle cerrahinin bir arada uygulandığı tedavi şeklidir. Büyüme ve gelişmenin tamamlandığı ve tek başına ortodontik tedavi ile çözüm elde edilemeyecek diş ve çene ilişkilerinin olduğu hastalarda uygulanan kombine tedavidir.
5. İnvisalign: Basit vakalarda braketlere alternatif olarak kullanılabilen şeffaf düzeltme plaklarıyla yapılan bir tedavi şeklidir. Plaklar her hasta için özel olarak üretilmekte, 2 haftada bir bir sonraki düzleştirici plakla değiştirilerek basit çapraşıklıkların tedavisi sağlanmaktadır.
1- DOLGU
Dolgu, çürük nedeniyle zarar görmüş bir dişe, normal fonksiyonunu ve görünümünü kazandırmanın bir yöntemidir. Diş hekiminiz size dolgu yaparken, önce çürümüş diş dokusunu uzaklaştırır. Etkilenen alanı temizler ve boşluğu dolgu malzemesi ile doldurur.
Bakterilerin girebilecekleri boşlukları dolgu ile kapatarak çürüğün ilerlemesini de engellenmeye çalışır. Dolgu için kullanılan malzemeler, altın, porselen, kompozit reçine (diş renginde dolgu) ve amalgamdır. (cıva gümüş, bakır, kalay ve bazen çinko alaşımı).
Herkes için aynı dolgu tipi uygun olmayabilir. Sizin için doğru dolgu tipini, çürüğün büyüklüğü , belirli maddelere karşı alerjiniz, dolgunun yapılması gereken yer ve maliyet belirleyecektir. Farklı malzeme tiplerine ilişkin hususlar:
Kırık veya çürük dişin büyük bir bölümüne hasar vermişse, kuron veya kaplama önerilebilir. Sinire ulaşan çürük iki şekilde tedavi edilebilir: kanal tedavisi ((hasar gören sinir çıkarılır) veya pulpa kaplama adı verilen prosedür (siniri canlı tutmak için yapılır).
Dolgu Nasıl Yapılır?
Diş hekiminiz, dolgu yapmaya karar verdiğinde, önceçürük dokuyu uzaklaştıracak, sonra etkilenen diğer alanlerı temizleyecektir. Temizlenen boşluk daha sonra yukarıda tanımlanan malzemelerden biriyle doldurulacaktır.
Dolguya ihtiyacım olup olmadığını nasıl bilebilirim?
Diş hekiminiz, çürüğünüzün doldurulmasının gerekip gerekmediğini saptayabilir. Diş muayenesi sırasında, her diş yüzeyini incelemek için diş hekiminiz küçük bir ayna kullanır.
Anormal görünen her şey özel bir cihazla yakından kontrol edilir. Diş hekiminiz ayrıca, ağzınızın bir bölümünün röntgenini çekmek isteyebilir. Diş hekiminizin seçtiği tedavi tipi, çürüğün yol açtığı hasarın kapsamına göre değişir.
2- KANAL TEDAVİSİ
Endodonti dişlerde bulunan kök kanallarının tedavisi ile uğraşan bir branştır. Dişin mine ve dentin tabakalarının altında ”pulpa” olarak adlandırılan dişin canlılığını sağlayan damar ve sinir paketinin bulunduğu bir bölüm vardır. Dişin kronunda ”pulpa odası” adını alan bu bölüm diş köklerinin sonuna kadar uzanmaktadır. Pulpanın herhangi bir sebeple iltihaplanması durumunda, dişin sinirinin alınarak, kanalların sterilize edilip ardından doldurulması gerekir.
Kanal tedavisine ihtiyaç duyan hastalarımız genelde ağrı ve sıcakta hassasiyet şikâyetiyle bize başvururlar. Bu tip vakalarda dişin üzerine vurulduğunda (perküsyon) hasta ağrı duyar. Herhangi bir şekilde ağrıyla belirti vermeyen vakalarda diş ölmüştür ve kök ucunda lezyon oluşumu vardır. Bu tip vakaların teşhisi yüzde şişme veya röntgen alınması sonucu konur.
Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılır ve ağrı duyulmaz. Kanal tedavisi dişin pulpası geri dönülmez bir şekilde iltihaplandığında gerçekleştirilen bir müdahaledir. Dişin damar ve sinir paketini içeren pulpanın alınmasıyla gerçekleştirilir. Bu esnada ilhitap sadece kanal içindeki pulpayı etkilemekteyse diş canlı olabilir. Fakat eğer dişin apeksini de etkileyen bir iltihabi olay varsa diş muhtemelen canlılığını kaybetmiştir. Akut bir durumda kanal tedavisi ağrılı olabilir. Onun dışında genellikle ağrısız olmaktadır. Pulpa eğe adı verilen aletlerle çıkartılır. Daha sonra pulpanın içinde bulunduğu kanal ya da kanallar yeterli genişliğe gelene kadar eğelerle genişletme işlemi yapılır. Bu sırada kanallarsodyum hipoklorit, serum fizyolojik, EDTA ve klorheksidinle yıkanır. Sonra güta perka, gümüş konlar ya da benzeri bir doku dostu bir malzemeyle doldurulur. Tedavi dişin durumuna göre bir seans sürebileceği gibi birkaç seans da sürebilir. Kanal tedavisi görmüş diş canlılığını yitirmiştir. Bu nedenle canlı bir dişe göre dış etkenlere karşı daha savunmasız olduğu fokal enfeksiyon odağı olabileceği iddia edilmiştir. Fakat yapılan çalışmalar sağlıklı bir kişide böyle bir etkisi olmadığını ortaya koymuştur. Kanal tedavisi bir dişi kurtarmak için yapılacak son müdahaledir. Dişin ve hastanın durumununa ve yapılan tedavinin niteliğine göre kanal tedavili diş ağızda yıllarca sağlıklı bir şekilde kalabilir. Ancak dişte 2 yıl gibi bir süre içinde renk değişiklikleri ve morarmalar gözlenmektedir. Kanal tedavisi yapılmış olan dişe normal dişlere yapılan bakım yapılmazsa çürümeler meydana gelir.
3- FİBER POST UYGULAMALARI ( KANAL DOLGU )
Kuron kısmı fazla harap olmuş dişlerde restorasyonun tutuculuğunu ve sağlamlığını temin edebilmek için bazen dişin kökünden destek almak gerekmektedir. Eskiden metal alaşımlar kullanılarak laboratuarda hazırlanan “post-core”lar hem ölçü almayı gerektirir hem de ikinci bir randevuya gereksinim gösterirlerdi. Gelişen teknolojiyle beraber çıkan ışık geçirgen “fiber-post”lar sayesinde bu işlem 15-20 dakika içerisinde bitirilebilmekte ve estetik özelliği ve direnci yüksek “post-core”lar yapılabilmektedir. Hazırlanmış kök kanalına yerleştirilen “fiber-post” ışınla ve kendi kendine sertleşebilen “resin siman”larla (dual cure) yapıştırılır, sonrasında üzerine direkt ışınlı dolgu yapılır veya yine ışınlı dolgu restorasyonu ile “core” yapılarak kaplama (kron) için uygun alt yapı hazırlanır. Hassas teknik gerektiren bu uygulama, uygun ekipmanlarla ve doğru tekniklerle yapıldığında, çok başarılı sonuçlar vermektedir.
Periodontoloji, dişi çevreleyen ve destekleyen sert ve yumuşak dokuların sağlığı ve bu bölgede oluşan hastalıkların tedavisi ile ilgilenen diş hekimliği dalıdır. Sağlıklı dişeti, açık pembe renkli, portakal kabuğu görünümündedir ve dişi sıkı bir şekilde sarar. Diş eti hastalıklarının oluşmasındaki en önemli etken yetersiz ağız hijyenidir. Bunun yanı sıra hormonal değişiklikler, sigara kullanımı, bazı ilaçların kullanımı, diabet, kötü yapılmış ya da uyumu bozulmuş protezler de diş eti hastalığının başlaması ve ilerlemesine sebep olabilir.
Belirtileri;
– Ağız kokusu – Dişlerin sallanması – Diş etlerinde çekilme – Soğuk içecek içildiğinde sızlama – Dişlerin eskisi gibi kapanmaması – Diş etlerinde fırçalarken kanama – Dişler arasında yeni oluşan aralıklar – Ağzınızda sürekli olarak oluşan yaralar – Diş etlerinde son zamanlarda oluşan şişlik ve kızarıklık
Hastalık ilk olarak dişetlerinde başlar ve ilk belirti diş eti kanaması şeklindedir. Bu aşamada tedavi yapılmaz ise hastalık dişi saran ve destekleyen kemiği etkiler, kemikte yıkım başladıktan sonra kemik ve diş eti yavaş yavaş köke doğru çekilmeye başlar ve ilerleyen aşamada desteğini kaybeden dişin sallanmasıyla dişte çürük olmamasına rağmen diş kaybedilebilir.Diş eti hastalıkları cerrahi yöntemler ve cerrahi olmayan yöntemler olmak üzere iki şekilde tedavi edilir.
Cerrahi Olmayan Tedaviler
Hastalık ilk olarak dişetlerinde başlar ve ilk belirti diş eti kanaması şeklindedir. Bu aşamada tedavi yapılmaz ise hastalık dişi saran ve destekleyen kemiği etkiler, kemikte yıkım başladıktan sonra kemik ve diş eti yavaş yavaş köke doğru çekilmeye başlar ve ilerleyen aşamada desteğini kaybeden dişin sallanmasıyla dişte çürük olmamasına rağmen diş kaybedilebilir.Diş eti hastalıkları cerrahi yöntemler ve cerrahi olmayan yöntemler olmak üzere iki şekilde tedavi edilir. Küretaj (Kök Yüzeyi Düzleştirme): Hastalık ilerleyip diş taşları ve plak kök yüzeyine tutunmaya başladığı zaman anestezi altında yappılan kök yüzeylerinin temizlenip pürüzsüzleştirilmesi işlemidir.
Cerrahi Tedaviler
Küretaj (Kök Yüzeyi Düzleştirme): Hastalık ilerleyip diş taşları ve plak kök yüzeyine tutunmaya başladığı zaman anestezi altında yappılan kök yüzeylerinin temizlenip pürüzsüzleştirilmesi işlemidir. Gingivektomi ve Gingivoplasti: Gingivektomi diş eti dokusunun cerrahi olarak uzaklaş- tırılması, gingivoplasti ise sağlıklı diş eti dokusunun şekillendirilmesi işlemidir. Bu işlemler diş eti sağlığının koruması amacıyla yapılabileceği gibi gülüş estetiğinin sağlanması amacıyla da yapılabilir.
Pedodonti (Çocuk Dişhekimliği), 0-13 yaş grubu çocukların süt ve
daimi dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını, çürük, travma, kalıtımsal
ve benzeri etkenlerin bu dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesini
amaçlayan bir anabilim dalıdır.
Süt dişleri toplam 20 tanedir. Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun beslenmesini
sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Süt
dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve
kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal
yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır. Çocuk dişhekimliğinin birinci amacı, dişsel sorunların oluşmasını engelleyecek
önlemleri almak ve çocukları çürüksüz bir geleceğe yönlendirmektir. Bu amaçla uygulanan
işlemlere Koruyucu Dişhekimliği Uygulamaları denir. Diş çürüğünü önlemeye yönelik koruyucu uygulamalar içinde çocuğun ve ailesinin ağızdiş sağlığı ve beslenme konusunda eğitilmesine büyük önem verilmektedir. Kliniğimizde
hastalarımıza diş fırçalama tekniği uygulamalı olarak anlatılmaktadır. Koruyucu
dişhekimliği uygulamaları arasında yüzeyel flor ve fissür örtücü işlemleri de yer
almaktadır.
Halk arasında porselen diş, kuron, köprü, çivi diş, implant diş , takma diş, damak, kancalı diş diye tabir edilen hepimizin duyduğu bu terimlerin hepsi bu branşın hizmetleridir.
Yani en büyük dişhekimliği branşıdır.
Estetik dişhekimliğinde yaygın olarak kullanılan lamina kaplama, zirkonyum porselenler, empress porselenler yani kısacası metalsiz porselenleri uygularlar.
Burada öncelikle bir sınıflama yapmak gerekirse protezi 3 bölümde inceleyebiliriz:
Sabit protez farklı yöntemlerle kayıp dişlerin üzerine kalıcı olarak monte edildikleri için hastaların bu protezi çıkartmaları mümkün olmamaktadır. Hekimler bu tedaviyi bir ya da birkaç diş kaybı sonrasında uygulamaktadırlar.
Sabit protez denilince akla ilk olarak kuron gelmektedir. Bu yöntem haricinde tavsiye edilebilecek yöntemlerden; veneer, köprü protez, implant, inleyin gibi bir çok uygulama vardır:
Günümüzde sabit protezler yeni teknoloji ve kaliteli malzeme kullanıldığı için hastalar ve hekimler arasında çok popüler hale geldi. Çoğu insan bu tedavi uygulandıktan sonra her hangi bir rahatsızlık hissetmemektedir. Böylece doğal ve estetik görünüme kavuşur. Tedavinin en büyük avantajı extra uygulamaların yapılmamasıdır. Sadece rutin ağız ve diş temizliğinin yapılması yeterlidir.
Protez türlerinden hangisinin seçilmesi gerektiğine, diş ve ağzın sağlık durumuna ve hastanın isteklerine göre karar verilir.Örneğin veneerler, ince yaprak porselen uygulamasıdır. Dişin tümünü küçültmeden sadece dişin ön yüzünden hafif aşındırmalar yapılması yeterlidir. Bu yöntem; renk bozukluğu, ayrık dişleri birleştirmede, kırık veya aşınmış dişlerde, yapı bozukluğu olan dişlerde, çarpık ve eğri dişlerin düzeltilmesi gibi durumlarda uygulanır.
Çoğu zaman (örneğin kısmi diş kayıplarında) hekimler kuron yöntemini tavsiye etmektedirler. Kronlar çeşitli malzemelerden yapılır: metal, metal-seramik, porselen (seramik) akrilik vs. Metal destekli kronlar son dönemlerde ön dişler için çok fazla kullanılmamaktadır. Fakat arka dişle için rahatlıkla uygulanabilir. Metal- seramik kuronlar en popüler tedavi şeklidir. Nedeni doğal dişlerden renk olarak farklı olmamasıdır. Hijyen açısından oldukça pratik ve uzun süre kullanılabilir. Tam seramik kuronlar diğer yöntem ve uygulamadan farklıdır, Gerek estetik görünüm gerekse sağlık ve kullanım açısından her hangi bir alerjik reaksyonlarayol açmamakta ve diş etlerini fazla zarara uğramamaktadırlar. Kuronlar şeffaf oldukları için doğal dişlere benzerlik gösterir ve kronu sağlıklı dişlerden ayırt etmek zordur.
Porselen inleyin – Sabit protezlerin bir türüdür. Dişin kayıp olan kısmına yerleştirilir. İnleylerin birkaç çeşidi bulunmaktadır: metal, porselen ve kompozit malzemelerden yapılırlar
Köprü protez- Bir veya birden fazla dişin kaybı esnasında oluşan boşlukları doldurmak için, komşu dişlerden destek alınarak yapılan bir tedavi şeklidir.
Günümüzde implant tedavisi oldukça popülerdir. İmplant, çene kemiğine yerleştirilen titanyum malzemeden yapılan yapay diş köküdür. Titanyum işlemi üç kademelidir:
• Çene kemiğine yerleştirilir. Yerleştirmeden sonra kemikle tam birleştirilmesi için belli bir zaman beklenir.
• İmplantın yerleştirilmesi , çene kemiğinde implant vidasını yerleştirecek kadar yükseklik ve genişlık olması gerekmektedir.
• Yerleştirilen implant ile çene kemiği arasında yeterli kaynaşma oluştuktan sonra daimi üst yapı protez aşamasına başlanabilir.
İmplant kaybolan dişlerin yerini alır, uzun ömürlü ve kullanışlıdır, özel bir bakım gerektirmez ayrıca sağlıklı olan dişlerin küçültülmesi gerekmez, doğal dişlere çok benzerlik göstermektedir.
Bunlar istendiğinde hasta tarafından çıkarılıp temizlendikten sonra tekrar ağıza yerleştirilebilen protezlerdir. Hareketli protezler genellikle birçok diş yada tüm dişler eksik olduğunda kullanılırlar. Normalde bir diş çekiminden sonra birkaç hafta beklenmesi gerekir. Böylece protezin yapılacağı bölgede kemik ve dişetinin iyileşmesine fırsat verilmiş olur. Ancak bazı durumlarda hemen diş çekimin takiben boşluğun doldurulması gerekebilir. Bu şekide yapılan protezler geçicidir ve 6 ay içinde değiştirilmelidir. Hareketli protezler eksik dişlerin tamamlanması için en ucuz yoldur.
Hareketli Protez sabit protez yapılamayacak durumdaki diş kayıplarının giderilmesi amacıyla yapılan protezlerdir. Sabit protezlerden farklı olarak takıp çıkarılabilirler. Özel plastik veya metal plastik kombinasyonlarından yapılırlar.
İmplant üstü sabit protezler tek veya bir kaç diş eksikliğinde estetik ve fonksiyon kaybını tamamlamak için yapılan ve sadece hekim tarafından takıp çıkarılabilen protezlerdir. İmplant operasyonundan sonra bir iyileşme aşamasına girer. Bu aşama alt çenede 2-4 ay, üst çenede 4-6 aydır. Operasyon sonrası bekleme süresi tamamlandıktan sonra protez aşamasına gelinir. Bu aşamada hastaların talebi genelde sabit protezlerdir. Hiç ağzından çıkarmayacakları, ağzında kendi dişleri gibi kullanabilecekleri protezler isterler. Bu tüm dişlerin eksikliği durumunda her zaman mümkün olamamaktadır. Hem implant sayısını tamamlayamama söz konusu olabilmektedir. Hem de hastada yeterince kemik olamamaktadır. Mutlaka bilimsel araştırmaların verdiği sınırlar içerisinde protez uygulaması önceden planlanmalıdır. Bu süreçler geçtikten sonra, o protez planlamasına uygun olarak implantın üzeri açılır ve uygun ölçüler alınır, ölçüler alındıktan sonra yapılan protezin çeşidine göre aşağı yukarı 1 ay içinde üzerine poselenler yada hareketli protezler yerleştirilebilmektedir.
Hastalar her zaman sabit protez isterler, eğer ki vaka porselen yapılacak bir vaka ise ( köprü veya tek diş eksikliği) yapılacak uygulama sabit olacaktır. Fakat yapılacak uygulama tüm dişlerin eksikliği durumu söz konusu ise ve sadece implant destekli hareketli protez planlandıysa implantlardan destek alıp destekle beraber stabil duran hareketli protezler,” yani akşam ağzımızdan çıkartıp temizlememiz gereken protezler” uygulanması gerekmektedir.
Bu sitede bulunan tüm bilgiler, hastaları bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Herhangi bir ticari amaç taşımamaktadır.
Öte yandan site içeriğinde bulunan bilgiler hastaların genel olarak faydalanması için verilmektedir. Hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez.